Bir gün sandalyene oturduğunda, o da sana sarılsa, nasıl hissederdin?
Kanepe üzerindeki yastığın, ruh hâline göre renk değiştirse?
İşte şimdi, tam o çağdayız:
Nesnelerin seni anladığı, hissettiği ve tepki verdiği bir çağ.
Artık eşya sadece "kullanılan" değil.
Bir diyalog kuran, bağ kuran, empati kuran bir “arkadaş.”
Geçmişin mobilyaları statikti.
Görsel olarak güzel, fonksiyonel olarak yeterliydi.
Ama şimdi?
Duygusal mobilyalar, ortamı değil ruh hâlini değiştiriyor.
Ruh halini okuyabilen sensörlerle donatılmış koltuklar
Duygulara göre müzik ve aydınlatma eşlikçileri
"Hissedebilen" battaniyeler, sarılan sandalyeler
Evindeki koltuk, artık seninle birlikte yaşıyor.
O da günü senin gibi yaşıyor.
Mesela bir lambader düşün:
Üzgünsün → Sarı-turuncu yumuşak tonlarla seni sakinleştiriyor.
Enerjiksin → Canlı mavi ve yeşillerle motivasyon veriyor.
Odada biri sinirli mi? → Kırmızıya kayıyor, gerginliği haber veriyor.
Bu tepkisel renk geçişleri, sadece dekor değil.
İletişim dili.
Mobilyalar konuşmuyor ama duygularını tercüme ediyor.
Yüksek sesli konuşma → Koltuk içten bir titreşimle uyarı verir.
Sakin müzik → Koltuğun sırt bölgesi titreşerek ritme eşlik eder.
Çocuk ağladığında → Koltuk yumuşar, çevredeki objeler ışığını kısar.
Düşünsene, evdeki eşyalar çocuğunun ağlamasına bile duyarlı.
Ve sen, tek başına olmadığını, "ortamın seni hissettiğini" fark edersin.
Sadece sensör değil, öğrenen bir sistem var artık.
10 günde bir üzüldüğün akşamları fark eder.
Ayın belli günlerinde içine kapandığını öğrenir.
Sessizliğe büründüğünde “şefkatli” titreşimlerle koltuğu seni destekler.
Yapay zekâ burada teknolojik değil, ruhsal bir eşlikçi.
Kulağa Black Mirror gibi gelse de, bu duygusal zekâ entegrasyonu, senin kendini yalnız hissetmemen için çalışıyor.
Bu eşyalar sadece hissetmiyor.
Aynı zamanda daha uzun ömürlü, daha çevreci:
Gereksiz çalışmazlar → Enerji tasarrufu sağlar.
Anlık ruh haline göre aktifleşir → Yıpranma azalır.
Malzemeleri doğa dostudur → Empati sadece insana değil, doğaya da.
Bu ürünler, hem sana hem gezegene karşı duyarlı.
Gelecekteki vizyon daha da çılgın:
Aşık olduğunda kırmızıya dönen masa
Kıskandığında kararan sandalye
Sana “sarılmayı unuttun” diyen yastık
Hatta... seni yargılamadan dinleyen bir kanepe…
Bu, teknolojinin sadece fonksiyon değil, psikolojik destek sunmaya başladığı bir alan.
Bir tabure bile seni anlıyorsa,
Artık yalnızlık değil, bağ var.
Soğuk çelik ve plastik, duygularınla rezonansa giren yapay bir ruhla tanıştı.
Duygusal mobilyalar ve tepkisel nesneler,
Artık "kullanılan değil", duyulan şeyler.